Trabzon’da 14 yıl görev yaptıktan sonra eşcinsel olduğunu açıkladığı için artık kendisine maç görevi verilmediğini öne süren hakem Halil İbrahim Dinçdağ’ın, Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) açtığı dava devam etmektedir.
”Kadın ve genç kız sığınma evleri, Genç Avukatlar Birliği ve birçok öğrenci derneklerinde aktif olarak görev yapan hukuk danışmanı Avukat Sevda Şahin, “Bu dava ülkemizde cinsel tercihlerin, ifşa edildiği takdirde, toplumsal baskı nedeniyle kişinin hayatını ne derecede etkilediğine örnek teşkil etmektedir” dedi ve konu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Anayasanın 20. maddesi, “Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması”nı anayasal güvence altına alınmıştır. Yeni Türk Ceza Kanununda (TCK) kabul edilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, eski TCK’de olmayan yeni bir suç tipidir. Anayasanın 20. mad. yaptırımı artık 5237 sayılı Ceza Kanunundadır. Dolayısıyla bu suçu işleyenler hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilebilecektir.
Görüldüğü gibi, TCK’nin 134. maddesinde “özel hayat” tanımı yoktur. Kanun koyucu doğrudan “özel hayatın gizliliğini” kabul etmiş ve bu gizliliğin ihlalini suç sayarak cezalandırmıştır.
”Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 8. maddesinin ilk fıkrası “Her şahıs özel ve aile yaşamına, konutuna ve muhaberatına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir” şeklinde düzenlenmiştir.
Ulusal ve uluslararası mevzuatta özel hayatın gizliliğinin güvence altına alınmış olmasına rağmen, cinsel tercihleri nedeniyle mahalle baskısına maruz kalan birçok mağdur vardır. Bunlardan birisi de Halil İbrahim Dinçdağ’dır.
Ülkemizde mali sırların, mesleğimiz nedeniyle müvekkilin sırlarının açıklanması dahi suç sayılıyorken, bir kişinin cinsel tercihleri konusunda açıklama yapılması cezai müeyyideye tabi tutulmuş bir suçtur.
Bilgi edinme ve yayma hakkının hukukiliğinin yanı sıra, bu hakkın ihlalinde de maddi ve manevi tazminat hakkının yanı sıra, cezai yaptırımın da hukuki güvence altına alınması gerekmektedir.
Hukuki güvence altında yaşayabilmek için hakkı ihlal edilen her kişi hukuki yollara başvurmalıdır. Toplumsal huzur ancak bu şekilde tesis edilebilecektir.