Fikri mülkiyet hukuku; telif hakları olarak da bilinen fikir ve sanat eserleri (copyrights) ve sınaî mülkiyet hakları şeklinde iki ana kategoriye ayrılmaktadır. Telif hakları, eserin meydana getirilmesiyle kendiliğinden doğar. Bunun için bildirim ya da tescil gibi bir prosedüre ihtiyaç bulunmamaktadır. Buna karşılık patent, faydalı model, marka ve tasarım gibi sınaî mülkiyet kategorisinde yer alan haklar Türk Patent Enstitüsü (TPE) gibi bir idari kurumda tescil ettirilmelidir.
Fikri mülkiyet hakları; maddi varlığa sahip olmama, cisimleştiği eşyadan farklı ve süreyle sınırlı olma gibi özellikleriyle maddi mülkiyet haklarından ayrılır. Maddi mülkiyet hakları süreyle sınırlanmamıştır. Otomobil, masa ve çanta gibi maddi bir eşyanın sahibi, o eşyayı dilediği gibi kullanabilir, başkasına verebilir ya da tahrip edebilir. Dünyanın her yerinde bu kural aynıdır. Buna karşılık patent, marka, tasarım, müzik, sinema ve güzel sanat gibi fikri mülkiyet haklarında durum farklıdır.
Küreselleşen dünyada uluslararası ticaretin hızla yaygınlaşması, ulusal ve yabancı firmaların kendilerine ait ayırt edici karakteristik ürünlerinin, hizmetlerinin ve teknoloji transferlerinin korunmasının gerekliliğini daha da artırmıştır. Bu çerçevede Fikri Sınaî Haklar Hukuku, Türkiye’de de hızla gelişmiştir. Bu doğrultuda birçok konvansiyona taraf olarak ilgili kanunlar yenilenmiş ve geliştirilmiştir.
Bu süreci titizlikle takip eden Şahin Hukuk Bürosu, marka ve patent avukatlarıyla, Fikri ve Sınaî Haklar konularında hem teorik, hem pratik bilgi ve deneyime sahiptir.
Özellikle yabancı marka, patent, endüstriyel tasarımların Türkiye’de tescili ve korunması; Türk marka, patent ve endüstriyel tasarımlarının yabancı ülkelerde tescili ve korunması konularında çalışan bölümümüz, müvekkillerine en iyi hizmeti sunmaktadır.