Basında yer alan mağdur N.Ç. hakkında Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen karar toplumda büyük infiale neden olmuştur. Mağduriyetin büyük olmasına rağmen cezanın azlığı ve hukuksuzluğu tartışılmaktadır. Genç kız sığınma evlerinde aktif olarak görev yapan hukuk danışmanı Avukat Sevda Şahin, konunun hukuki boyutu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Cezanın hukukiliğini mevcut düzenlemelere göre değerlendirecek olursak, çocuklara karşı işlenen cinsel suçlara karşı hukuki düzenlemelerin başında Türkiye’nin de taraf olduğu “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme” gelmektedir.

Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu, 20 Kasım 1989 tarihinde “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”yi onaylamıştır. Ülkemizdeki onay süreci de 27 Ocak 1995 tarihinde tamamlanarak hukuk yapımızın bir parçası haline gelen bu sözleşme, Devletimize, çocuk hakları konusunda çok önemli görev ve sorumluluklar yüklemektedir.

Ayrıca Anayasanın Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevleri düzenleyen 41. maddesinde, “Ailenin Korunması” başlığı altında “Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulamasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak ve teşkilatı kurmak ödevini üstlenmiştir” ifadesiyle, ailenin ve özellikle çocukların korunması Anayasal güvence altına almıştır.

Mağdur N.Ç.’nin birçok kez tecavüze uğramış olması; eylemin işlendiği sırada mağdurun 13 yaşında olması nedeniyle TCK’nin ilgili hükümlerinde müeyyidenin 8 yıldan aşağı olamayacağı düzenlendiği halde, Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararın hukukiliği tartışmalıdır. Ayrıca esasa yönelik hukukiliğin tartışılır niteliğinin yanı sıra, yargılamada usule yönelik eksiklikler de mevcuttur. Özellikle Mahkeme tarafından, mağdurun ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin rapor alınmadan kurulan hüküm cezai sonucu esaslı şekilde değiştirir niteliktedir. Mahkemece bu delile başvurulmadan verilen hüküm usul yönünden de kararın hukukiliğini tartışılır hale getirmektedir. Kaldı ki mahkemece “mağdurun fiile rızası olduğu” yönündeki takdiri nedeniyle ceza oranında indirim yapılmıştır. Şunu biliyoruz ki çocukların rıza açıklama ehliyeti olmadığından, hukuka uygunluk sebebi olarak mağdurun rızası uygulanamaz.
Mahkeme kararı, toplum vicdanında infiale neden olması yanında, hukuksuzluğu nedeniyle de umuyoruz ki üst mercii olan Yargıtay tarafından bozulacaktır. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler de göz önüne alınarak iç hukuk yolları tüketildikten sonra, çözüm alınamaması halinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürülmesi gerektiği kanaatindeyim.

Ek bilgi:
TCK 103. maddesi, çocuklara karşı işlenen cinsel istismara karşılık öngörülen yaptırımı şu şekilde düzenlemiştir:
Madde 103 – (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.